Tekrardan merhaba.
Üç ay önce yazmayı bırakmıştım, tamam demiştim artık bitti kafanın içindeki konuşmalar. Hayır konuşmalar değil! Çekişmeler, bağırmalar, öfke patlamaları bitti. İnanmıştım kendime, başardığımı düşünüyor ve bu düşünceden inanılmaz haz alıyordum. Taa ki, son iki haftaya kadar.
Başlarda mırıldanmaları duymazlıktan gelmeye çalışıyordum. Ben ne kadar kaçtıysam o ufak mırıldanmalar normal ses tonuna döndü, ben ne kadar zihnimden kovmaya çalıştıysam küstahlaşıp bağırmaya başladılar. Hastalığım nüksetmişti, şiddetli bir kavga yaklaşırken zihnimdekileri ağzımdan, burnumdan, kulaklarımdan anca yazarak akıtabilirim! dedim ve geldim kürkçü dükkanıma.
1 rakamı ile 60 sayısı arasında savrulan duygularım yine getirdi beni bu dükkana.
Bir işe girişsem (Ne için çabalıyorum?)
Bir şey için sevinsem (Ne için seviniyorum?)
Mutlu hissetsem (Neden mutluyum?)
- Sana ne? Ne için olursa olsun, neden olursa olsun sana ne? diyemediğim için burdayım yine. Hayır kendi yaşantımdaki oluşan güzel şeyleri sorguladığım yetmezmiş gibi sizlerin de hayatlarınızda olan güzel şeyleri sorguluyorum. Bana ne bundan, bana ne!
Sus Gonca! İçine dön, yine gevezeliğin üstünde, sus ve o sonu bekle. Seni yazmak rahatlatıyor olabilir, hep aynı şeyleri saçmalayıp duruyorsun. Okuyan bir kişi bile seni anlamayacak ve seni anlamayacak kişi ya da kişilere bunu anlatamazsın. Ne önemi var? Onlara ne? Kendi bok çukurunda boğul!
Gonca ÇELİKKANAT
2020-12-06T09:57:11+03:00Esra hanım öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Bu şekilde düşünen insanların var olduğunu görmek beni bir nebze de olsa ümitlendiriyor. "Bir çocuk doğmayı bekler bir ağır hasta ölmeyi" demiş Ümit Yaşar Oğuzcan, işte tam olarak öyleyim. Bazen miadı dolmuş bir bebek gibi yaşama karışmayı bazen nefes almaya bile gücü kalmamış hasta gibi ölüme karışmayı arzuluyorum. Kendime edindiğim tek yer satırların içi, yazdıkça nefes alıyorum... Yazdıkça filizleniyorum. Belki bir gün pembe gözlüklerim olur :) Eksik olmayın 💚
Gonca ÇELİKKANAT
2020-12-03T04:18:45+03:00Artık aramakta mahvediyor beni. Dönüp dolaşıp aynı yerde buluyorum kendimi ve yazmak çırpındığım çukurda anlık nefes alıp tekrar çukara batmak gibi. Ne için bu çırpınışlarım ? ne için değecek arayışta olmalarım ? Eninde sonunda hepimiz boğulup gideceğiz.
Sözlerinizi yine de kulak arkası etmeyeceğim.
Enes
2020-12-03T03:16:56+03:00İnsanın kendini anlayabilmesi için hep diğerlerine ihtiyacı olduğunu düşünürüm. Kendimize benzer ruhları arar dururuz hayatımız boyunca. Bulamadığımız zamansa yalnız hissederiz. Bu his insanı yavaşça kemirir ve mahveder. İşte burada yapılması gerekenin hep aramayı sürdürmek olduğuna inanırım. Çünkü insan birilerini anlayabiliyorsa eğer mutlaka başka yerlerde onu anlayan birileri de vardır. Bu sadece bir kişi olsa bile ilerlemeye ve diğerlerini anlamak için çaba sarf etmeye değer bence.
Gonca ÇELİKKANAT
2020-12-02T15:40:35+03:003 aydır iyi olduğumu sanmışım aslında ama yaşamdaki yerimi, amacımı bulamadığım sürece "sanmaktan" öteye geçemeyeceğimi fark ettim. @aleyna
Ve bu üç aylık sürenin sonunda başka bahçelerde sığıntılık yapmışım bunun yükünü taşımaktansa kendi çukurumda boğulmanın daha doğru olduğunu gördüm ve başladığım yere geri döndüm. @burak_ozkelle Var olun.
Burak Özkelle
2020-12-02T15:18:09+03:00Hepimizin göğsünde bir iç çöküş filizleniyor. Dünya benliğimizden soyunup bir başka düşünceyle söze geliyor. Gonca, kendi bok çukurunda eskimek başkasının bahçesinde yeşermekten yeğdir. Anlamak mühim mi? Sanmam. Sonuçta hepimiz kendi çukurumuzun sahibiyiz. Gönlüne, kalemine sağlık...
Aleyna Karahan
2020-12-02T14:35:15+03:00Gonca, o çukurdan bir tek yazarak kurtulabilirsin. Çok güçlü biri olduğunu kaleminden anlaşılıyor. Kendini anlayana kadar yazmayı hiç bırakmazsın umarım. Güzel günlerin olsun. Kalemine, yüreğine sağlık
Gonca ÇELİKKANAT
2020-12-02T14:27:26+03:00Tek olduğumu hissettirmediniz, eksik olmayın.
Jean Valjean
2020-12-02T13:36:19+03:00Uzun zamandır hepimiz aynı çukurdayız. Birbirimizi şimdi de anlamayacaksak, ne zaman? Kaleminize sağlık.