Her gece diyorum ki kendim,

"Başarmalıyım, başaracağım."

Sabah uyandığımda üstüme giydiğimi

Üşengeçlik.

Bence geceleri artık uyumamalıyım,

Gece uykuları o kadar gerekli mi ki?

Hormonal sistemini düzenliyormuş insanların,

Sanki her gün seviyor, sevişiyormuşum gibi.

Her gün mutlu yatıyormuş,

Mutlu kalkıyormuşum gibi sanki.

Sabahlara açtığım yeni sayfalar karalıysa,

Neden o karalamalardan kendime portreler yaratmıyorum?

Çok komik olmayabilir ama görürseniz eğer,

Hayat her daim ironik.

Sanata açılan kapılarımın yağı şarap; gıcırdamasın diye,

Kelimeler doluyor beynimin kıvrımlarına;

Tüm duygulara dair çığlıklar işitiyorum.

Hece ölçüsü, kafiyeler, dizelerin sıralanımı batsın yerin dibine,

Ne seni istiyorum sevdiğim, ne şan, nam;

Hissettiklerimin ürününden ibaretsiniz.

Gözlerim kararıyor bazen,

O hissizlik sahasına tekrardan düşmek istemiyorum.

Kanatlarımı altın suyuna boyamışken tam,

Yere çakılmayı istemiyorum.

Düzeltmek istemiyorum eserlerimi,

Veyahut daha iyisini yazmak.

Tüm eserlerim şu an içerisinde yaşayan ben,

Ve birçok an var ki anlatamam.

Kendi cahilliğimi ve bilgeliğimi,

Yazdıklarımda görmek istiyorum.

Hani yaşlı amcalar anlattıklarımızı,

Bahtiyar bir gülümsemeyle noktalar.

Hani baharın taze çimen kokusunu duyan sonbahar,

İntikam alırmışçasına o çimleri yolar.

Her şeyin vakti vardır, vakit daim,

Vaktin değeri parmak aralarımızda,

Emeklerimizle eşdeğer, emekle kaim.