İsteğimiz gerçekleştiğinde hayatta zevk alabiliriz, ancak bu ana kadar yaptıklarımızın ve dışarıdan nasıl göründüğümüzün önemi yoktur. Başkaları tarafından çok başarılı görünebiliriz ancak içselliğimizde mutluluğa ulaşamazsak, bu gerçek başarı değildir. Bir insanın iç huzuru olmadan, dışarıdan ne kadar başarılı görünürse görünsün, gerçek başarıyı elde etmiş sayılabilir mi?


İnsanların aklında canlandırdıkları ödül ile hayatta elde ettikleri sonuçlar genellikle örtüşmez. İnsanların zihni dar bir kalıptır ve gerçeklik ile hayat arasında derin farklılıklar vardır. Bu nedenle, beklentilerimizi gerçeklikle uyumlu olmayan bir şekilde belirlemek kaçınılmaz hatamızdır. Beklentiler karşılanmadığında başarısızlık hissi doğar çünkü gerçeklik, zihnimizin oluşturduğu beklentinin aynısı olmayabilir. Bu da çabalarımızın boşa çıkacağı anlamına gelir.


Bu durum, sonu olmayan bir döngü gibidir ve içine girildikçe insanın enerjisinin tükenip yıprandığını fark etmesiyle bir çamaşır makinesinin kurutuluyormuş hissini gelebilir. Bu döngüyü bitirmeyi istersek yepyeni bir geleceğe adım atabiliriz.