İşte yine yolun sonundayız.

Sığındık aklın limanlarına,

Felaket tellalını defettik.

Onca uğraşımız sonuç buldu,

Ve sonunda huzura erdik.

Ama bu ermişlik,

Yalnızca bizim onu öyle arzulamamızdan ibaret.

Bilmiyorduk.

Hiçbir şeyi yine bilmiyorduk.

Yolun sonundayız tekrar,

Hiç başlamadan vardığımız.

Ufkumuzda evimiz var.

Hiç ayrılmadan kaçtığımız,

Tanrılarımız bize el sallıyor.

Bütün sığınaklarımız yolun ucunda, görünüyor.

Bilmiyorduk yine,

Bilmeden koştuk evimize.

O öve öve bitiremediğimiz aklımızın,

Bütün bu kurmacaların,

Bütün bu karmaşanın sebebi olduğunu.

Gerçi bilsek bile,

Yine evimize dönecektik.

Kendimizle kaplı bu ormanda,

Çıkış yolunun kendimizden geçmesi,

Çok da şaşılası olmasa gerek.

Ama yine bir uçurumun kenarındayız,

Aşağıda kendimiz var.

Peki biz nereye kaybolduk?

Biz ne zaman kaybolduk?

Biz mi varolduk?

İşte, yine yolun sonuna geldik,

Her şeyin başladığı yere.

Bu belirsizlik çukurunda,

Kendimiz olabilmek,

Zaten en büyük sorunumuz.

Daha ortada ben denen şey bile kesin değilken,

Nasıl ben'in karmalarına mutlaklığı sunduk ki?

Kaçış yollarımız,

Kaçmaya çalıştığımız şey zaten.

Ölüp gitsek ne fayda,

Tekrar ve tekrar geri dönecekken.

Yaşayıp da mutlu olsak ne fayda,

Bu bencillik yine diğer herkesi yakacakken.

Sözlerimle kirlettim burayı,

Kustum yine üzerime.

Ne boşa bir çaba bu,

Bilememeyi bilmiş gibi gevelemek.

Döngülerden çıkmanın yolu yok gibi.

Zıtlıklar kaynaşmış ve,

Tanrının gölgesini görüyorum gibi.

Ama bu gölge,

İçimizdeki ayazlığı çözüyor.

Ve artık anlıyoruz ki,

Olmamak, olmuş olmaktan çok daha iyi.

Bizim evimiz de, işte orası.


24 Aralık 2023, Tarık Bilir