Bazen hayat tüm olanlığıyla akıp giderken yanımdan bir dursun istiyorum. Bir dursun da kendime bir bakayım. Bu gerçekten ben miyim, anlatayım.
İnsan kendine de yabancı olabilirmiş. Aynanın karşısındaki kişiyi de ilk defa görebilirmiş, şimdi anladım. Yeni bir ben yaratmışım ruhuma da diğer benliğimin ruhumun attığı mahkum çiziklerini görmezden gelmişim. Anlamak, çözmek o kadar zor ama bir o kadar anlamsız gelmiş ki her zerreme kalkıp zahmet bile etmemişim. Kendi mezarını kazan benliğime bir kürek de ben yardım etmişim.
Kötü demiyorum ama ben buna asla. Bazen gerçekten de en iyi şey deri değiştirmek misali kendini değiştirmekmiş. Ortam sana ayak uyduramayınca senin ayak uydurmak gerekiyormuş bazen. Geç anladım. Ama aslında bunların en başını sorarsanız bana, en güzeli ait olmadığınız bir yerin, insanın, hatta belki ruh halinin içinde bile olmamak. Baştan, cümleye yanlışla başlayıp iki kelimeden sonra olan biteni cümle sanıp nokta koymamak. Ya da belki de hiç düşünmemek.