döşeli kaldırım taşları beni düşürmek niyetinde

gözlerim onlara bakmaktan bitap düşmüş

ama ben devam ediyorum direnmeye

her zaman savaşçı değildi ruhum

ne zaman ki sana rastladım

içimde kelebekler değil, kırıklar oluştu kımıldayan

birleşmeyen ve her tarafa saçılan

mümkün değil artık toplaması ve atması

belki çok uzaklara belki de dibimdeki denize

nereye atarsam atayım, 

gömülmeyecek farkındayım

tıpkı bütün ömrünü kötülükle geçirmiş

bir insanı toprak kabul etmezmiş gibi

sanki yeniden içimde canlanacakmış

ve yine batacakmış hem de daha derinden

sana her rastladığımda

gözlerimi kamaştıran güneş değildi ki

göremediğim suretlerin tasavvuru oluştu benliğinde

dökemediğim bütün yaşlar birikti

içimde yaşattım ben denizlerimi

sadece sen değil bütün herkes ve her şey

seni severken ben hepsinden soğudum

düşman kesildi hepsi bana

diyorum ya!

döşeli kaldırım taşları bile beni düşürmek niyetinde

sendeleyerek yürüdüğüm yollar arkamdan gülmekte

içimdeki acı kahkahaları tutmaya çalışıyorum güçlükle

ama hayır!

bırakmak istiyorum karışsın bütün gülmelerim hıçkırıklarım ile

belki o an gözlerimden akar belirsizliğim

ikindiyle akşam arasındaki o sessiz vakitte

seninle beraber batırıyorum ben güneşi

senin beni anlamadığın kadar

anlamsızlaştığımı, 

aralık olan kapıların birer birer kapandığını

kararmakta olan gökyüzünün turuncuyu yok etmesiyle

anlıyorum, her şey mahkum değişmeye

eskidiğimi dökülen derilerim

soyuluyorlar işte yapıştıramıyorum bedenime

nasıl da güzel öğretiliyor çaresizlik 

kanarken tatlı bir tebessümle

yürüyorum 

sen-de-le-ye-rek.