Şu an aklımda yoğunlaştığım herhangi bir düşünce yok. Yapmam gereken tonlarca iş var. Gerekenler aylardır var fakat ben yine o aylarca gerekmeyenlere takılmışım. Ben gerekli miyim fazlalık mıyım düşüncelerinden, bu eylem bana gerekli mi gereksiz mi sorularına evrimimi görüyoruz. Her iki vaziyette de çok gereksiz sorular bunlar.


Mimar olmam mı gerekiyor mutlaka? Biriyle birlikte olmam, girişken olmam, eğlenmeyi(?) bilmem mi gerekiyor? Gerekliliklerin nasıl olması gerektiğini hangi akıl belirliyor? Meraklı olmam ama her seferinde bundan dolayı yadırganmam, merakımı sessizce aramamam, sesli düşünmem mi gerekiyor? Birine hislerimi açana kadar emin olmam, birinde etki yaratmam, kesinliklere kurguladığım hayatı yaşamam, cesareti de yazılmış yazılardan mı almam gerekiyor? Yorulmak, bıkmak, susmak, aidiyetini kaybetmek gereksiz mi?


Çoğunluk gereklilikleri yerine getirip dünyanın sınırını çiziyorsa ben bunun içinde kalmak zorunda mıyım? Çıkarsam yalnızlık mı yakalar, sevda mı yıkar?


Yalnızken tekrar yalnızlaşmak demek sevmek benim için. Sevmeyi becerememek mi yoksa sevdiğini gösterememek mi? Aşmaya çalışılan sınırlarda kullanılması gereken ekipman hep aynı mı? Sınırlar zirvelerden aşağı yine karlı mı? Benim için kar deniz seviyesinden başlar zirveye kadar yolu tıkar. Vazgeçmek gerek diyen biri olsam şimdiye ölmüştüm belki, zor olsa gerek bu hayat. Kıyıya gelmek için geçilmesi gereken su ise ben içindeyken dibine kadar donmuş. Fizik kuralları da artık işlemiyor demek. Fizik, matematik falan sevmek gerek değil mi? Sevemezsek aptal mı denmesi gerek? Sevmesen de yapman gerek, o çarpım tablosunu kafana çakman gerek.


Gerek, gerek, gerek ah gerek!


Şimdiye kadar “Senin şöyle olman gerek.” sözleri işitmemem gerek benim de mesela. Aşkıma karşılık bulmam gerek bunca adanmışken. En iyi mimar ben olmam gerek. Dipçik gibi sağlıklı olmam gerek.


İşte son gerek, sağlıklı olmak gerek. Gereklilik laflarını duymasam sağlıklı olacağım ben. Olmak istediğim bir başka ben yok, başkası olmaktansa hasta çevremi değiştirmek gerek bence.


Öyle aşık olamam ben. Seni anlamaya çalışırım ama daha fazla anlatamam. Aşklarımız da farklı olsa gerek ya da birimiz daha aşkı bulmamış…


Artık gerçekten toparlanmam gerek.