bahçe çitlerinin ötesine geçersen

beton kalıpların ve uyarı levhalarının.

ayak izlerimin ardından,

kimsesiz bir sahile varırsın

deniz dalgalarla karşılar seni

kum tanelerini temizler üzerinden

tenini, bir okşayışla sarar

belki tuz değmemiş bütün yerlerin acıyor

ve bir şeyler sayıklıyor sana köpük sesleri

sığ sularda duyulmuyor

dinlersen

rüzgar şehirde alınmış bir nefesi tutuyor

parmak izlerimi bırakıyor değdiği yerlere

omuzlarına ufakcana dokunarak

sahilden iniyor ve akıntılara karışıyor

artık sırtını dönebilirsin

geç değil kum kaleleri

ve şehrin kolonları arasına sığınmak için

ama göğsünde bir ağırlık vardır

hala sahil ufkunu izliyorsan.

ve dalgalar taşıyamaz seni onunla

gün yüzünde öylece duramazsın

gömmek istersin onu toprağın kalbine

nefesin kesileceğini bile bile

denizin dudağına eğilirsin