Sevgili güncem, 

Bir sigara yaktım, dörtgenleşemeyen masanın üzerine koydum. Boğazımdaki hırıltıyla beraber yanmaya başladık, ödem biriken elimde de isimsiz bir mey. Sevişeceğiz belli, sen de bu sıcaklığın referansı ol istedim. Uçurumdan bataklığa düşen tabya, sevinmeli midir nefes aldıklarına? Yoksa batacakları için ürkmeli midir? Bunu hiçbir zaman yazamadık beraber, ben “ürkmeli” dedikçe sen “gam ile sevinmeli” dedin. Pollyanna kılıklı. Bugün sevimsiz yedilerden aralık. Yaş desen almış başını gitmiş, Tanrı’dan bir çağrışım bekliyorum. Komşum, İlhan, öyle diyor. Tabyada yalnızım. Hiçbir derdimi anlatabileceğim insan kalmadı etrafımda. Yavaş yavaş hissizleşiyorum. Gözyaşının içeri doğru akması ne demek biliyor musun (isim karalanmış)… Neyse, sinirlenmeyeceğim, yasak etti İlhan. Kaç sene perde açtık kapattık Beyoğlu'nda, Andruye ile, bilmiyorum. Hâlâ aynı aptal! “Fi Müzmini Karinesi” diyerek geziniyor emeklenen götüyle. Galiba, yaşamın son demlerindeyken seni sayıklamak hoşuma gidiyor. Paralel evrende beni bırakıp nasıl gidiyorsun diye besteler dökerdim, Kürdi makamda. Bilakis artık sanat da tabyadaki ben kadar uzak. Dalıp gidiyorum sonra uzaklara, eski günler geliyor aklıma. Henüz nankörleşmeyen dostluklar, ateşi yeni yanan odunlar gibi olan gençliğim. Hüzün kaplıyor sonra ciltsiz çatlak defterimi, çatı katına çıkıp inzivaya çekiliyorum. Sonbaharda beyaz hem, ölüm de gülsün diye, ayrılmak Tanrı’dansa ya melekler kimden? Bilinmez. Müeyyide içinde geçen ömrün son ayazını yiyip siktiri çekeceğim gibi. Ah, nerede kalmıştım, bak, eskisi gibi değil işte hiçbir şey; kafam karışıyor, sözlerimi unutuyorum. Bir tek sen kalıyorsun hatırımda, sonra geceler uzuyor, gidiyor! Bir gün bunu okuyacaksın, o gün ilk defa anlaşacağız belki de. Gözünü kapat ve bir dilek tut güncem. Aklımdakiyle yaşayıp kalbimdekiyle ölmeyi reddettim. O yüzden de son mektubum sana olacak vasiyet eşliğinde; ne hicap edici değil mi, nefesimin kesilmesini bilerek beklemek. Huzurevine yerleşmeliydim belki de en baştan, kendim gibi kart insanlarla fasıllarda bulunararak unutmalıydım ölümü. Olmadı, eşit başlamayan bu yarışmada sonuncu olmayacağız. İlkler hep bizi bulacak, göklerden yere yaprak düşerken sahnelenecek bu mektubum. Bir film şeridi gibi. İyi ki varsın ve kendine iyi bak. 


7.10.1987  

Meliha.