BATIK GEMİ

Karaya vurmuş bir gemiyim ben,
Güvertemde şarap kadehleriyle dolaşan,
Aristokrat kadınlar vardı,
Erkeklerinden sıkılmış,
İnce parmakları ve Kıpkızıl dudaklarıyla,
İnce sigaralarının dumanlarını,
Sabah rüzgarına üflerlerdi.
Masalarımda ziyafet,
Etrafında klasik müzik çalan,
Parmakları nasırlı kemancılar vardı.
Notalarında sevdiklerinin yüzü suyu hürmeti,
Kadeh çınlamaları ve kahkahalar,
Zengin, orta halli, yoksul,
Hepsi birden meşke gelip,
Aynı şarkıları söylerdi.
Yorgunluktan detone olmuş,
Avazı çıktığı kadar bağırıp duranlara,
Tecrübeli garsonlar tahammül ederdi.
Arkamdan köpürüp giden dalgalara,
Dalıp dalıp giden,
Hüzünlü, melankolik adamlar vardı.
Yağmur yağardı kimi zaman,
Yolcular odalarına çekilir,
Güvertemde aşıklar gezerdi tek tük.
Deniz, kucağında sallardı bir beşik gibi,
Rüzgar, fırtına ve görünen karalar, martılar,
Hepsi aziz dostlarım, arkadaşlarımdı.
Gün oldu, devran döndü,
Umutları tükendi benden medet umanlar,
Umudun olmadığı yerde resife çarptım,
Denize aşıktım ben zaten.
Bir bedel ödedim kifayetsiz,
Artık ufukları aşmak değil,
Derinlere inecektim.
Tesellim oldu güneş,
Ağır ağır denizin ufkunda batarken.