Bayram...

Birçok insanın hunharca hazırlık yaptığı, dostların bir araya geldiği, sevinçle ve mutluluk ile karşılamak için iple çektiği, küslerin barıştığı, dargınlıkların unutulduğu, nice çocukların bu günü heycanla beklediği gün.. Bana hep eksik hissettirir, bu yüzden pek sevmem bayramları. Sıradan bir gün gibi kabul etmeye çalışıp içimdeki eksik yanımı tamamlamak için uğraşırım. Fakat her zaman mümkün olmuyor. Bazen eksildikçe daha da büyür. Bedenini kaplar boşluk. O kadar derinleşir ki için dışın sadece boşluğa inkılap eder. Bir şeyle dolar mı bilmiyorum. Ya da neyle sarıp sarmalamak gerekir?.

Neyi veya kimi bekliyorsun diyorum kendime, bilmiyorum beklediğim biri de yok aslında. Yalnızlığımı kabul edeli oldu epey vakit. Kendimi kendimle tamamlamayı ve gereksiz beklentileri de yan cebime koyup hayata nice boşvermişliklerimle devam etmeyi öğreneneli de çok zaman oldu. Bu yüzden böylesinin daha huzurlu oluşunu, her nefeste şükran hissetmeye çalışıyorum. Olmayan bunca şeyin olmayışı, akışa bırakmaya devam etmem gerektiğini gösteriyor. Zaman seni bana getirir mi bilmiyorum ya da benden ne götürür akarken bilmem ama bildiğim bir şey var sol yanıma her bayram vakti düşen bir boşluk..