Siz bilmezsiniz

Tepemde kapkara bir gök asılı duruyordu

Her yanda aradığım maviliğin

Çarpıtılmış bir gerçekliğiydi bu.


Ben ki kimi dizeleri

Ayırdığım şiirlerden daha çok sevdim

Bu beni kara kalpli insan yapmaz, hayır

Dizeleri ayırdığım şiirleri

Dizleri kırık bir kenara bıraktığım halde.


Ve ben karanlığın

Yalnızlığa uyumuyla buluyordum kendimi

Siz bilmezsiniz

Elleriniz elleriniz elleriniz de bilmez bunu

Yıkık dökük bir bina gibi yalnızlığım

Yalnızca fotoğraflarda güzel dururdu.


Ve geceleri bir adı sayıklıyordum

Üstüm açık ve maviliğe aç bir halde

Uyuyakalmış olmalıydım

Pencerenin ardından gelen ukulele sesi

Sesimi bastırmak için vardı

Yahut bunu ben böyle sanıyordum

Pencereyi kapatmıyordum.


Ve son kez konuşmakla

Son kez susmuş olmak arasındaki ayrımı

İyi yapamıyordum

Renkler bana iyi gelecekti, biliyordum.


Yine de konuşamıyordum

Ne var ki susamıyordum.