Karıncalar; siz de gördünüz onları.

Bir gece, yağmur yağarken yola baktınız,

Sokak lambasının turuncu ışığı,

Ele verdi hepsini.

Ve hissettiniz onları;

Anlamsız ama keyifli bir sohbet sırasında

Ses tellerinizde dans ettiler, boğazlarınızda.

Rüyalarını unuttuğunuz bir gecenin sonunda;

Ayaklarınızda, ellerinizde...

El salladılar kimi zaman, gülümsediler,

Ezilmiş bir sigaranın sarı filtresinde.

Bazen yüreklerinizde dolaştılar,

Sizin o sapkın hayallerinizle birlikte.

Bazen gözlerinizin içindeydi;

Hatırlayın, gün batımını seyrediyordunuz.

Beyin kıvrımlarınızda dolaştılar sürü halinde;

Hatırlayın, boğazlarınızdan akan şarabın eseriydi hepsi.



Karıncalar, pek uzaktalar artık.

Düğmesini kopartıyorlar lacivert bir ceketin.

Eminim dönecekler;

Güneşin patlamasına bir hafta kalmışken,

Zırhını delecekler o doymamış midenin.