bekledim seni

hem de çok

yedi koca günün ardından yedi koca gece

açıldım ve soldum

böyle solmak görmemiştir hükümetim

uyanır ve de resmini öperdim gece yarıları

yanardı o sıra göğsümün sol tarafları


bekledim seni

nasıl beklenilebilirse biri, öyle bekledim delicesine

dudak izi kalan kadehler dolmuş izmaritlerle

yüzüme üflediğin nefesler misali

düşlerime gelir de tutardın ellerimi lâkin ayıldığımda öylesine yok olurdun ki ağlardım

deliye dönerdim hasretinle


bekledim seni

beklerim de ziyadesiyle

kafamda gökyüzü denilen illetle

altımdaki yedi dilim toprağa girene değin


beklerim seni

zira sen beni de kendine benzettin

beni ve kendini bir damla yağmura benzettin

sonunda denizlerde birleşeceğimizi düşünerek

düşüyoruz durmaksızın

düşüyor, düşünüyor ve de üşüyoruz


lâkin ben seni beklemekten bir an olsun vaz geçmiyorum

geçemiyorum

zira sen bensin

ben de sen

ve inanıyorum ki biz bir gün

deniz olup vuracağız sahillere

sanki varmışız gibi

sanki kainata inat kavuşmuşuz gibi