Bin yıl işe yaramazdı beklemek

Seni her gördüğümde, duyduğumda

Lakin nasıl beklenmezdi

Gökyüzüyle süslenmiş gözleriniz vardı

Boşluğa düştüğünde dururdu her şey

Bin yıl beklemek işe yaramazdı

Oysa senin de yüzün doğaya denk

Gündüzlerin kuşandığı kalabalığı yeniyor

Yazıyor neshinde

Külliyatımın yarım kalmış kavramlarını

Gerçi ikimiz de biliyoruz ki

"Öyle değil de çevre sana uyum sağlamak için var olmuş gibi.."

Sabaha kadar benimle direnişte, beklemek

Dudaklarımdan çıkan kül rengi soğuk ile birlikte

Özür dilerdim o karanlık lacivert geceden

Lakin nasıl beklenmezdi

Ben de öylece düşmüştüm mavisine hayatın

Büyük bir bulut gibi...