Bugünün de yarısına hitap eden zamanı harcadık.

Güneş vardı, saç teline işliyordu insanın.

Güneş vardı, aydınlıktı, göz gözü görüyordu.

Bir bakış eksikti, ruhları nakşeden.

Bir bakış; sonsuz, duru.


Gecenin bir yarısı, bir eli kulağında arsız saksağan

Bir ses beklenmekte uzaklardan gelecek,

Zamanın derinliklerinden; eksik, tanımsız.

Sadece ses,

Çığlığı andıran, boğuk ve tiz.

Sadece ses ve renk.

Usul usul, dalga dalga ruha işleyen.


Adını ezbere sayabildiğim her şeyi unuttum.

Bilseydim zamanın aklından geçenleri,

Bir kör baykuşun hissetmediği yalnızlığı bilseydim

Ölmezdim.


Yalnızlık ne anlama geliyordu,

Işıktan yoksun olmak mı,

Yoksa boğulmak mı zifiride.

Unutma,

Bir ateş parçasının doğurduğu soylu karanlık,

Senin yalnızlığındır.


Yaralandık en olmadık yerimizden,

Kalbimiz patlamış volkan misali müsterih.

Dilimizi yuttuk, sözleri unuttuk,

Karanlık kendimizmişiz, gördük ve öldük.

Açık kaldı yaramız,

Bir ölünün ağzı gibi.