biliyordun,

o kıyıya hiç geçmedim

peki sen bu yolu neden seçmedin

kırıklarınla kalbinde, sessizliğin yüzünde

ben de hiç umudu saçlarından ölçmedim.

senin gördüklerin karşısında

avuntular diziyordu aşk.

resmiyete dökülmemiş acıların, ardı arkası kesilmeyen sancıların

üstümüzde nedeni olmayan hisli bulutların, anlatmaya çalıştıklarında bir şey gizliydi

ama bizden kaynaklanmıyordu, emindim.

bir düşüş, beraberinde yara doğuracaksa

kan görmeliydim

sızının ne demek olduğunu sen yaşatmadan bilmeliydim.

sonrasında çığır açmış duygular, siyah bir göğe yeniliyordu

dört duvar, üç oda

bilmem artık uğrar mıyım yuvana

belki bir anma duasında, adım geçecek

sen hiç sanmasan da.


hiç hesapta yokken hep sen vardın,

adın geçince olanları

nasıl tamamlasın yarım kalanları

sana gelmek için sürerken ehliyetsiz arabamı

kaza yapıyordum kendimle.

ulaşamazsam, değişemezsem

bilirsin işte kendime söylediğim yalanları

marifet bu, inanırım.

ilk tanıştığımız gündü,

aklımın ucundan hiç geçmemişti

kaybettikten çok sonrası, hemen ertesi günkü his gibi değildi.

zaman genişliyordu, evim sessizleşiyordu

neyi saklıyordum senden, seninle ilgili.

gurur yaptım, şiir yazdım

758 gün geçti ama inan hiç bıkmadım.

soruyorsan eğer,

tüm cevaplarımı bir gece çöpe attım.


buluşma noktası olmadı aramızda, hiç olmadı

evin yakındı metro durağına ama

canım sıkkındı.

bir ödül veriyordum kendime

seni düşünmeyerek.

yok muydu?

elbette vardı göz göze geldiğim kadınlar

ama yüzlerinde sen,

yanlış anlaşılıyordum bir sonraki peronda

kaçırmalıydım gözlerimi ısrarla

böyle anılmak istemezdim.

geliyoruz yavaşça, aradan geçen insanlar

göz göze gelinen her temasta senden bir şeyler hatırlayacağım hüznü

o sıra göztepe'deyiz,

ismini bilmediğim bir kadınla göz gözeyiz.

sen gibi yapmayacağım ama o an çok güzeliz.

ilk kim inecek kaygısı var üstümde,

o an yapılacak bir aktarma kadıköy'de üzerimde bir hırçınlık doğurabilir.

son duraktayız artık, kapılar açılıyor

inmek üzereyiz.

ufak tefek göz temasları devam ediyor

sırf sana benziyor diye içim daralıyor

ama artık ineceğiz.

kapı açılıyor, ayağa kalkıyorum

sen el ele bir adamla metroya biniyorsun.


ve mutlusun.