Değmek,

Onun ona değmesi

kadar,

Tan yeri kızıllığı gibi turuncu..

Akşama yakın olmak rahatlatıyor beni

Ağlayabilirim hıçkıra hıçkıra

Çekinmem ağlamaktan ama yalnız,

Değmesi ağlatır beni

Onun ona değmesi

kadar,

Ruhunu bilmesi,

Gülmesi.

Kitabın hangi sayfasının kaçıncı satırında kaldığından dahi haberdar olması,

kadar,

Bilmesi ağlatır beni.

Coşkuyla sevinirken bana bakması,

Sonra ona dönmesi,

Konuşurken göz ucuyla kirpiklerini sana değdirmesi,

Sonra ona.

Aklın alabildiğince merak etmesi belki de,

Gitmesi,

Gelmesi,

Bakmak. Bakması zaten.

Geçtikçe zaman soğuyor havalar şimdi,

Atkımın yerini arıyorum sabaha karşı kıyafet dolu raflarımda.

Kitapların arasında sevmek isterdin onu,

Okumayı öğretirdim kendimce,

Şiir dilini anlatırdım.

Gözümün hemen altındaki iki sıralı ben gibi,

Yıldız bulurdum gökyüzünde.

İsim koymazdım onlara belki ama her gece bakardım.

Güneş kıskanırdı beni yıldızlardan,

Baksaydın eğer…

-baksaydın atkımı aramazdım, üşümezdi boğazım, sadece baksaydın, yeterdi..