Kimseyi tanımak kimseyle yakın olmak gibi bir arzum kalmadı.

Sohbet muhabbet bana uzak diyarlarda kalmış bir masal gibi geliyor bazen.

Onlarca insan tanıdım, ne hazin tecrübelere sahip oldum, neleri içime sindirip sadece susmak zorunda kaldım.

Şimdi her şeye bildiklerimle,

Olgunluğumla, dinlediklerim ve duyduklarımla, her şeyden öğrendiklerimle bakıyorum. Bazen çok saçma sapan hatalara gitsem de yine yolumu bulup doğruyla baş başa kalabiliyorum. Kendimi bu noktaya getirdiğim için kendi alnımdan öpüyorum.

Beni ben yetiştirdim.

Lâkin bütün bunlara rağmen

Kendini yetiştirmemiş, yetiştirirken bazı noktalarda çok eksik yanlış yetişmiş insanlar yüzünden istemsiz bir şekilde acı çekiyorum.

Hayatıma giren insanları özenle seçsem dahi olmadık insanlardan yediğim darbeler yüzünden bir noktada mahvoluyorum.

Keşkelerin gözü kara.

Keşkeleri hiçbir zaman için sevmedim, sevmiyorum ama belki de bi noktada keşkelere ihtiyacım vardır diyorum.

Belki de bir noktada...

Ah neyse, susmam gerek.

Konuşmak bazen sadece hüsran.