Birinin bir başkasına mesaj göndermekten bile aciz olduğu bu dönemde sana uzun uzun mektuplar yazardım ve kapının önüne bırakırdım ki, işten döndüğünde yorucu bir günün ardından yüzünde küçük bir gülümseme oluşturabileyim diye. Çiçekçi dükkanlarının kimse almıyor diye kapandığı bu dönemde kendi ellerimle çiçekler ekerdim sana. Bir çiçek yetiştirmenin insana ne kadar huzur verdiğini bildiğim için sende huzurlu hisset diye. Ne kadar yorgun olsam da hep dikkatli gözlerle incelerdim çevremi. Korkardım belki senin hoşuna gidebilecek ve o gün seni mutlu edecek bir şeyi gözden kaçırırım diye. Defalarca izlememize rağmen benimle yeniden Harry Potter serisine başlardın. Kendimi kötü hissettiğim bir günün akşamında en sevdiğim yemeği hazırlar ve beni güldürmek için komik hikayeler anlatırdın. En yorgun ve bitkin halimde bile bana iltifat ederdin, aynaya baktığımda kendime gülümseyebileyim diye. Çimlere uzanıp benimle birlikte hayaller kurardın. Hayatımda her ne olursa olsun her zaman iyi hissetmemi sağlardın. Seni görmem bile gülümsemem için yeterliydi. Biz işteyken evde bizim gelmemizi heyecanla bekleyen bir köpeğimiz , geceleri bizimle uyuyan bir kedimiz , çiçekli bir balkonumuz, benim kitaplarımla ve senin çizgi romanlarınla dolu bir odamız, her zaman kurabiye kokan tatlı bir mutfağımız, en samimi anıları barındıran geniş bir salonumuz ve ailelerimizle , arkadaşlarımızla sıcacık yemekler eşliğinde saçma ama eğlenceli muhabbetlerin döndüğü kocaman bir masamız olurdu. Birlikte piknik yapardık. Deniz kenarında kamp kurar güneşin ufuk çizgisinde kayboluşunu seyrederdik. Masa oyunlarında kimsenin yenemediği o ikili olurduk. Sanki hiç izlememişiz gibi bütün atıştırmalıklarımızı alarak marvel filmlerini yeniden aynı heyecanla izlerdik. Beraber oyun oynarken hırslanır ve tartışır sonrasında bu halimize gülerdik. Akşamüstü çayında günlük sorunlarımızı konuşurduk. Akşam yemeğinde o günümüzün nasıl geçtiğini merak ederdik. Markette ben görmeden aralara abur cubur sıkıştırırdın, ne zaman çarşıya çıksak mutlaka kitapçıya uğrardık. Favori şarkımız olurdu, rastgele bir yerde duyduğumuzda bağıra bağıra eşlik ederdik. Mutfakta hep müzikle iş yapardık, çalma listemizin karışıklığına gülerdik. Salonda durup dururken beni dansa kaldırırdın, müziğin çalmasına ihtiyacımız olmazdı. Tatlı, huzurlu ve kendi halinde bir hayatımız olurdu. Biz çok güzel olurduk seninle ama belki başka bir hayatta, belki başka bir evrende. Bu hayattaysa sadece benim hayallerimde ve hikayelerimde...