O soğuk kış gününde
Ellerimi saklarken utançtan
Uzun uzun yürüdük
Sonra bir vedaydı ki nasıl veda
Hep orda kaldığımdan
Ben ordaydım ama sen yoktun
O demir kapı önünde
Issız yol kenarında
Gittin
Ben de ıssız kaldım
Kimsem yokmuşçasına hiç
Tek gelmişim gibi dünyaya
Çakılı bir mıh gibi
Yarım kalan bir ev gibi
Kimsesi olmayan bir harabe
Üstünkörü boyanmış sıvası dökülmüş bir duvar
Sarmaşıklarım var şimdi hep uzanan
Ama asla varamayan gökyüzüne
Belki de sana
Durup kesse beni biri.
Yeniden inşa etse bu harabeyi
Ya da köklerimi gömse yumuşak topraklara
Orada büyüsem ben yeniden filizlensem hayata doğru
Olamaz mı?