Ey gecem, senin zamanındanım işte! Çocukken görürdüm yüreğimin dürbününden esrarını. Çünkü çok uzaktın; anlayamadım yakınlığını.

*

Melâl dallarında devşirdiğin

gözyaşlarımdan kaç bulut besledin kim bilir? Kaç kez üzerimi zulmetinle örttün? Odamdaki perdeler kapandığında sayısız trajediye kaç kez şahit oldun? Bunları cevabını bilmek değil, önce anlamak gerekir.

*

Ve şimdi, ay ışıklı bir havuzda kendi masalıma dalarken kiraz rengi bir sarhoşluk doldur ruhuma, aziz gecem! Hatırlamanın ve unutmanın nimetlerini sabaha kadar tattır. Bir de belleğimde kumru aroması olsun.