Mekânsız hatırlayabilir miyiz? Geçmişe dair bir olayı, anıyı veya bir kişiyi mekân olmadan hatırlamak mümkün mü sizce? Bir düşünelim. Ne zaman geçmişe ait bir şey hatırlasak muhakkak bir mekân canlanır zihnimizde. Eylemin gerçekleştiği veya kişinin bulunduğu bir mekân. Hatırlamanın farklı işlevlerine bugüne değin pek çok yerden değinilmiş, Gaston Bachelard tarafından mekânsız hatırlamanın mümkün olmadığı savunulmuş. Peki mekân veya olaysız hatırlayamadığımız belleğimize ne kadar güvenebiliriz? Yine bellek konusunda Pierre Bayard’ın, Freud’un perde-hafızasından yararlanarak kategoriye ayırdığı perde-kitapta, okuduğumuz kitapları tam olarak hatırlamayıp kendi iç kitaplarımızdan hareketle zihnimizde yeni bir kitap oluşturduğumuz söylenir. Şöyle bir geçmişe dönelim. Yaşadığımız her şeyi mekâna zimmetleyen zihnimizin bize oyunlar oynamadığından, yaşadığımızı sandığımız şeyleri değişime uğratmadığından nasıl bu kadar emin konuşabiliriz? Montaigne, sık sık hafıza sorunu yaşayan, hatta hafızası sebebiyle akademik kariyerinde zorluklar yaşayan bir deneme ustasıdır. Sürekli yazdıklarını, okuduklarını ve çalıştıklarını unutup kendine küçük küçük notlar alır ve ertesi gün kendi notlarını okurken bile bu notlar bir yabancı tarafından yazılmış gibi hisseder. İnsanın zaman içerisinde fikirlerinin sık sık değiştiğini, sürekli bir şeylerin tesiri altında kaldığını ve şekillenen bir varlık olduğunu öne sürersek, hatıralarımıza ve zihnimize ne kadar güvenebiliriz?
Bellek
Yayınlandı