Ben Ankara'yım;

Bir sarı sandalyede otururken

Fark edeceksin beni

Köşe köşe tepeciklerimi

Yokuşlarımı çıkarken nefesinin kesilişini

Hatta bazen engelleyemeyeceksin de söylenmelerini


Ben Ankara'yım;

Bekleme yol ayrımında dönerken

Durmayacak arabaların hiçbiri

Zaten önemli olmayacak

Hangi yola girdiğin

Nereden gidersen git

Bana çıkacak bedenin


Ben Ankara'yım;

Ayazım tüm ülkenin dilinde

Ancak o sarı sandalyede göreceksin ki

İçini ısıtan kalabalığım yenecek

Soğuk kış günlerini

O dar pencereden bakıp bir ah çekeceksin

Tüm şehir betonken

Birden ağaçları keşfedeceksin

Sarı sandalyem bile yeşil olacak

Evet ben Ankara'yım

Parmak uçlarımın değdiği her yerden

Bir fidan filizlenecek

Önce alışamayacak sonra ayrılamayacaksın


Çok seveceksin

Ben bir şehir değil

Ben senin için Ankara olacağım.