Ben böyleyim. Çocuk sevinçleri olan, bütün dünyayı kucaklamak isteyen, bir bakıştan binlerce anlam çıkaran. Dağ gibi durup bir kelimeyle yıkılan.


Sık sık sorarım kendime değişmek ister miyim diye, evet derim keşke değişsem. Bu kadar ince olmasam. Çünkü bilirim ki bu incelikler kimsenin umrunda değil.


Sonra oturup kendimi yoklayınca anlaşılmamak da güzel gelir. Kimse umursamasa da ben kendimi biliyorum ya derim. Bir süreden sonra da zaten ben değişemiyorum bari etrafım değişsin diye düşünürüm. İnsanların çatlaklarının içine çiçek tohumları ekmeye çalışırım. Onlar gözyaşlarıyla suladıkça bu tohumları içlerinin aslında ne kadar güzel olduklarını fark ederler. Bunun için elbette kimseden bir teşekkür beklemem, bilirim ki insan unutandır. Olsun derim benim içim rahat ya. Sadece bazı geceler aklıma gelir. İçim boğulur gibi olur. İşte o zamanlarda anlarım ki, insan bazen tek başına bir dağ olamıyor. Teselli için ben böyleyim sözünün ardında saklanırım. Benden bana söylerim:

Ben böyleyim sizlerin kabının şeklini alamam, pürüzlerim vardır. Ben böyleyim, her şeyi severek düzeltebileceğime inanırım. Ben böyleyim, beni incitseniz bile hepinizi sevgiyle kucaklarım...