Uyudum uyandım açtım gözlerimi tekrar,

Mevsimler geldi geçiyor fani ömürden,

Bir yanım safi güzelliklerle kaplanmış,

Diğer yanımda ise nedamet çiçekleri,

Biletini kestiğim her düşünceden sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.


Sıcak asfaltta ayaklarım yere yapışırken

Kan ter içinde devam ediyorum yürümeye,

Tek bir ağacın gölgesi dinlendirir belki,

Zamanım yok ama durup dinlenmeye,

Zorluklarla attığım her adımdan sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.


Yanı başımda duran derin kuyuya baktım,

Dışarı yansıyanlar aşina geliyor gözlerime,

Bunlar olmamış hayallerimden başkası değil,

Ağzına kadar dolmuş ama hiç taşmıyor,

Kuyuya attığım her hayal kırıklığından sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.


Siliniyor tek bir yanlışta tüm doğrularım,

Hayatta en çok az olanlar göze batar çünkü,

Düşene tekme atmak kaldırmaktan kolaydır,

Silmenin yazmaktan daha kolay olduğu gibi,

Doğrularımı silen yaptığım her yanlıştan sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.


Çiğnenmiş çimenler gibi umudun insanları,

Düzlense de ayağa kalkmayı başarıyorlar yine,

Bir de kökünden sökülen insanların umudu,

Yeniden ekilse bile canlanmaz bir daha asla,

Kökünden sökülen her umudumdan sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.


Sessiz söylenen yalanlar işittim gözlerimle,

Hissizleşen duyguları kör kulaklarımla gördüm,

Meczubum diye hiçbir şeyi anlamadığımı sandılar,

Asıl onlar anlamadılar meczubun ne olduğunu,

Yok sayıldığım, anlaşılmadığım her şeyden sonra,

Ben en çok kendime söz verdim.