Kendimi ittiriyorum epeydir. Güvenli alanımdan, sıcacık yatağımdan, defalarca kez gittiğim yerlerden uzak duruyorum. Yeni şeylere, insanlara açıyorum kendimi. Bunu kolayca yapamıyor, zorlanıyorum kimi zaman ama sıkıca tutunuyorum soyut kemerlerime. Belki bazen uçurum kenarına, bazen de yüksek ağaçlı ferah ormanlara, bazen yokuşlardan aşağıya yuvarlıyorum kendimi. Bazen berrak denizlere atlıyorum bazen göklere uçuyorum. Bundan iflah olmaz bir haz duyuyorum. ''Ben bundan daha fazlasıyım!'' demek istiyorum belki de; görünmek, bilinmek ve duyulmak için atıyorum sesli adımlarımı, bu yüzden yükseltiyorum sesimi. Gücümün kaynağı budur belki de. İçimden başka bir varlık çıkartıyorum, sevimli yüzümün arkasında bir yırtıcı gizliyor, onu besliyorum. Düşmekten, yaralanmaktan korksam da merhemimin hep yanımda olduğunu hatırlıyorum tekrar tekrar. Anahtar kelimem diyorum: "Cesaret.''