Ben özlüyorum hem de çok, ama kimi özlediğimi bilmiyorum.
Dokunuyorum. Tenlere, çiçeklere, en çok da kendime.
Her yer uçsuz bucaksız dumanlı tepeler.
Algılayabildiğim tek şey gerçekliği.
Duyumsayabildiğim sonlar ve başlangıçlar.
Gereksiz duygular, en mantıklı halleri.
Benden gidişleri, yaradılışları.
Beyaza damlatılan siyahlıkları.
Koca evrende kendime edinebildiğim yerler.
Her gece altında oyalandığı sokak lambası.
Kalbinde saklayıp, görünmez insanlara sattığı uğursuzlukları.
Beş kelimede ben, bir adımda o.
Duman karası parmak uçlarım;
Ölüm kokulu mutlulukları.
Gelişlerim, gidişleri, gidişleri, gelişi.
Hiç orada olmayışı.
Karşımda dikilişi, hiç orada olmayışı.
Gözlerini yanında getirmeyişi.
Sonsuzluğa ertelediği bakışları.
Bakışlarının bana değişi, hiç bakmayışı.
Benim her anımızı geçmişe saklayışım.
Her birinde buluşmamız ancak hiç tanışmamamız.
Her bir kavuşmanın, git gide yabancılaşması
Eve dönemeyişlerim, bitmeyen fısıltılarım.
Sonumun yıllar önce başlayıp hiç bitmemesi.
Özlüyorum. Hem de çok. Ama...