Bilgisiz sahabenin ilk günü ilk acziyeti ve ilk aşkı, yetersiz kaldıkça sevdi seni, muhtaç oldukça bağlandı, ihtiyaç duydukça el açtı, adak verdi.
Sen bir bebeğin annesine imanının gölgesinde bir savaş taciri, kötülüğü ve noksanlığı insanlığın cehaletinden gelen bir türeyiş, yeni tanrının iknasıyla yok oluşuna nikahı kıyılmış küçük bebeğimiz, seni Zer'in ateşinden üstün kılan benim, Tanrı, Allah ya da Ra, bebekliğin tüm saçmalıklarıyla sona erdi yeni yaşın kutlu olsun... Soyut düşünebilenlere özgü ancak çocuk sayacağız seni, hızla büyümeni izlerken doğaya karışacak organik bileşenlerimiz, fakat yok olmaya inat aklımız, naklettik onu bizsiz yaşayacak benliğine; benliğin; "vahdetivücut" big bang'in kütlesine eşit, bilmenin ağırlığıyla aynı, var olmanın ilk anındaki hafiflikte, var olmuş ve var olacak her şeyi bilmenin terazisinde, yaratmayı ilk öğrendiğin günün arefesinde, tam da bu cümleyi kullandın "Ben sizi bana itaat edesiniz diye yaratmadım"
Ey çocukluğum! Annesi gözü önünde dövülürken, deniz kenarında acziyete el açan çocuğun arayışının duasındasın, müjdeler olsun yolculuğunun hem başında hem ortasında hem sonundasın.