Ve yağmurun ardından aydınlanırdı gökyüzü

Bir kıvılcım gibi çakardı bir kuşak kendini onun duvarına

Bense yeryüzünde oturup seyrederdim olanları

Yağmura ve ardında bıraktıklarına bir anlam arardım.


Alt komşunun penceresinden kemanla karışık piyano sesi yükselirdi

Kulak kesilirdim önce - sonra kapatırdım penceremi, perdemi, peçemi

Hiç tanımadığı bir adamla evlenmiş bir gelin gibi utanırdım halimden.


Sizin bilmediğiniz yanlarım vardır benim

Ki burada bunları anlatacak değilim

Yalnız öykünürüm çok fazla yalnızlığa

Yetmiyormuş gibi alaca yalnızlığım.


Bir dal Marlboro sigarası alırdım paketten

Biraz çakmak arardım, bulurdum, yakardım sigaramı

Göğsümde açtığınız boşluğu doldursun diye çekerdim içime dumanı

Yetmezdi, elbette yetmeyecekti

Utanmazdım, masama söndürürdüm sigaramı

Uyurken yangın çıkmasın da isterdim, biraz su katardım üzerine

Otantik denebilecek bir yemek halini alırdı izmarit

Yutmamak için zor tutardım kendimi

Etrafıma bakınırdım

Kimsecikler yokken bile

Hiç tanımadığı bir adamla evlenmiş bir gelin gibi utanırdım halimden.


Ah gelin, yalnız gelin

Kızıl saçlarını komşularından, babasından, kardeşinden dahi gizleyen gelin

Kim ne bilsin senin yalnızlığını

Kocanı beklerken, evde biraz ses olsun isterken

Evinde gizlice içtiğin sigaralarını

Ne bilsinler senin gariban benliğinin neler yaşadığını.


Ben bilirim

Çünkü sizin bilmediğiniz yanlarım vardır benim.


Pek keskin sözlerle bezenmiş biri değildim ben

Yalnız belki içmişsem birkaç bira

Birkaç duble rakı, ben de dile gelirdim birden.


Ne garip

Birlikte pek çok içmişliğimize rağmen

Sizin bile bilmediğiniz yanlarım vardır benim.