Soluyorum soluyorum,

Soldukça cümlelerimden.

Üşüyorum, üşüyorum,

Estikçe gözlerinden.

Bir sabah uyanıyorum,

Meltem meltem gülüyor. 

Bir sabah uyanıyorum,

Tel tel saçları ve de upuzun.

Kan ter içindeyim.

Koşuyorum koşuyorum,

Ama ulaşamıyorum.


Anlatsam ya derdimi,

Duvarlara mesela.

Dinlerler mi beni?

Yahut da saklasam, saklasam,

Bulamasam.

Çocukluk dolabımdaki gizleri.

Mesela öylece bırakıp gitsem.

Öylece büsbütün uzak,

Büsbütün ırak olsam.

Yine de anlar mısın beni?


Koşsam, koşsam ve koşsam.

Dalga dalga rüzgârlarla boğuşsam.

Kanım çekilse, sancılardan sancı beğensem.

Yüzsem yüzsem nereye kadar?

O zaman da bir ağacın kucağında,

Beni bekler misin?


Mevsim mevsim yazıyorum.

Yaza yaza yazamıyorum.

Yazdıkça damarlarımdan,

Hüzün boşalıyor.

Bırak diyor şeytan,

Akıp gitsin.

Büsbütün alsın bedenimden,

Büsbütün uzak diyarlara savursun.

Bıraksam, bıraksam ve bıraksam.

Oralarda da buluşur musun benimle?


Tenha tenha bakma bana.

Giyotin gibi sözlerin.

Enseme vurma öylece.

Bırakıp gitme hemen. 

Bir çakıl taşı gibi kavra beni,

Sonra fırlat maviliklerine.

Sonra bırak,

Ve sonra git,

Orada uyurum ben.


Satır satır satıyorum. 

Mısra mısra doluşuyor güncem.

Sonra sabah sabah diyorum,

Başlıyor anlamlarla kavgam.

Sonra kapıyı çalıyor düşünce. 

Ve bir de sen, bakıyorsun bana, 

Eşik eşik eşikten.

Bana öyle bakma. 

Üşüyorum, üşüyorum, üşüyorum.

Ben kanadı kırık bir güvercinim.

Yamacında yamacında,

Ölüyorum.