güneşle okşanınca saçların,

gündüz vakti parlayan ay ışığımsın.

ben, filizlenen tebessümün karşısında

tarumar o beyhude adamım.


yoksul sokağımın fırın kokusudur,

kuş beyazı teninden kopardığım.

evvela sen arkadaşım, sırdaşım,

her yağmurda pencereyi açışım,

yirmimde sevda saltanatım,

şarap kızılı kadınımsın.


zarif, eski bir plaktır sesin,

dudaklarıma değer nefesin

ve baştan ayağı sarar beni.

yürümen sevgilim, taze bahar rüzgârıdır.

adımların sudaki yaprakları andırır.


saçların dolaşır avare yıllarıma,

bedenimi sallar durur sağdan sola.

kokun, eşi bulunmaz bir esanstır.

kalaylı ellerinin yumuşaklığı,

benim kapanmaz bir cerihamdır.