Gelgitlerle yaşıyorum, salınıyorum gittiğim her yerde. Önce selamlıyorum günü, her bir zerrem sinsin bu yüzyıla, yere, göğe. Mümkün olabilecek her yere. Mücadelem başlıyor, böylece ve gün içinde solup gidiyorum gittikçe. Yapraklarım kararıyor açıldıkça. Aydınlığım sönüyor içine doğru. Ve gözlerimi kapıyorum geceye. Tozum bile kalmasın şu gecede, o sabahta, bu yerde, o gökte. Aklımla kavuşan cümleler bundan farklı olmuyor. Acılar karşılıyor ardından uykumda beni, her bir zerreme dokunuyor, varlıklarından şüphe edilmeyecek raddede geziniyorlar ruhumda. Varlıkları, egemenliğini sarsıyor varlığımın. Şüpheler içindeyken ruhum konusunda, sızlanırken bu konuda, acılar çoktan sarmış oluyor benliğimi; bulduğu her boşluğa işliyor, sarsılmaz kılıyor varlığını; ne zaman ki çaresiz bırakıyor bedenimi, bu hissizlik geçilmez surlar yaratmış oluyor bendimde. O zaman fark ediyorum işte. Her şey bittiğinde.