Birileri bir şey dese de ağlasam diye can atıyorum. Adının sonsuz olan kısmı kadar düşündüm sonra düşüncelerim uzak yıldızlara ulaşan melodilere dönüştü. Hiçbir şeyden korkmayan, hiçbir duyguyu hissetmeyen, hiçbir hırsı kalmayan birini hiç tanıdın mı? Tanışmak istersen mezar yeri bakıyorum. Çünkü ancak bir ölü böyle olmalı. Adımımı attığım her sokağın lambası korkudan sönüyor Arya. Yirmi farklı açıdan kameralar kaydediyor da ben izliyorum hayatımı. Vakit kaybı filmlerden çok farkı olan, 'müthiş' bir vakit kaybı. Sanki en korktuğun şeylerden biriydi beni kaybetmek. Bir şeyler hep gidiyor, ben kalıyordum. Gittin, kaldığımla kalamadım. İlk iş kendimi kaybettim. -beni bulsan ya-
Seni ilk gördüğümden daha yaralıyım artık. - yaralarımı sarsan ya-
Biliyor musun briket tuğladan daha sağlamdır. Düzenli olarak suya temas eden tuğlalar çok daha kolay kırılıp parçalanırken; briket tam tersi daha da ağırlaşır ve güçlenir. İçi tuğla, dışı briket birini tanıdın mı? Dışım her hatıra yağmurunda güç kazanırken, içim narin bir bebek gibi ağladıkça hastalanıyor. Kötü değilim. Olmak için çok sebebim var. "İstesem yapabilirim, istiyorum ama yapmıyorum" sözümün; ya ağırlığı arttı sayende ya da hiçbir gücüm kalmadı gözünde. Bilmiyorum ve bilmediğim şeylerin sayısı her an yeni bir fidan bağışlıyor toprağımıza. Bütün bu yazılar seni üzmesin. Benim güzel anlarımla uyu ben de sıradaki mektubu neşeli yazayım.
Y
>I<