Sen de kalırsan yapayalnız bir başına,

Faydasız kalabalıklar arasında, beni an.

Meçhul bir el uzanırsa ekmeğine aşına,

Bin nimet içinde aç susuz, beni an.


Senin de baharın erir giderse çiğ gibi,

Bahçende çiçekler öldüğünde ,beni an.

Kurulursa mevsimler yüreğine zemheri gibi,

İçin soğuk soğuk ürperdiğinde, beni an.


Olmaz zamanlarda kırarlarsa umutları,

Geçmek nedir bilmez saatlerde, beni an.

Başlayınca dinlemeye köhne duvarları,

Sözü,sesi terketmiş muhabbette, beni an.


Haybeden akıp gittiğinde müstesna yılların,

Takvimsiz saatsiz günlerde, beni an.

Kapanınca binbir hevesle koştuğun yolların,

Dermansız takatsiz dizlerde, beni an.


Bir çırpıda inandığında aşikar yalanlara,

Sancılı hakikatler kucağında, beni an.

Dar gelip de için sığmayınca dünyalara,

Penceresiz odalar ortasında, beni an.


Kararınca aniden masmavi gökyüzü,

Güne varmayan katran gecelerde beni an.

Diyar diyar aradığın o tanıdık yüzü,

Bulduğunda kıymetsiz bedenlerde, beni an.


Dolu dizgin yaşarken ansızın öldüğünde,

Bir parça bez, biraz toprak içinde, beni an.

Neymiş yaptığın,hakikat neymiş gördüğünde,

Boyunu aşan pişmanlık denizinde, beni an.