Sükûtumun acizane çığlıklarında boğuluyorum


Naçizane bedenim eski ve bitap halde

Kalbimin alevi, aklımdaki taşı ısıtıp patlatmak üzere

Ayna kırıklarındaki yabancılar yeterince ziyade

Artık saymaktan yorulduğum bu kaçıncı çehre?


Kendimi tanıyamıyorum, kim bu bendeki?

Ruhum bedenimden sıyrılıp beni izliyor gibi

Hâkikatın kapı eşiğinde diz çökmüş bekleyişteyim

Zirvede hissederken ne ara gördüm dibi?



Seyranım bu amansız dünya çölünde

Başıboş olmak istemeyen acizliğimle

Tutun kollarımdan, ihtiyacım sevgi elleri

Duygularımın hassasiyeti, cam kırıklarında gizli


Şükürsüzlüğüm kibrin mayasıymış meğer

Perdeyi yırtarsam hâkikata halel değer

Gafletim yayılmaya hazır bir kanser hücresi

Şükretmeyi bilmekte ayrı bir şükür meselesi


Yazdığım cümleler kağıdı öldürüyor gibi

Katili ben değilim, eldeki kalemin mürekkebi

Tersine dünya, arıyor günah keçisini

Çıkan sözler ahenk değil, imdat bekleyişi


Milyarlarca rahmet tanesinden bir tanesi olsaydım

Bulutun beni azad etmesiyle intihar etseydim

Ya da semada özgürlüğümün hazzıyla süzülseydim

Belki o zaman vazifem yalnız toprağı öpmek olurdu


İnsan olmak ağır geliyor bazen

İçimdeki iyilik ve kötülük birbirine getiremiyor tâkat

Bir melek olsaydım hep iyi olurdum zaten

Belki de bu yüzden insan eşrefül mahlûkat


Yanlışların doğurduğu doğrularda bildim tecrübeyi

Bilmeme rağmen her seferinde seçtim yanlışı

Suçlu olan ben değilim, bu benim fıtratımın meyi

Ya da kendimi kandırıyorum, deve kuşu misali


Bırakma beni hayat, korkutuyor yeisin zemherisi

İnancım dayanağım, çelme takıyor gerisi

Her yalan, ümniyye kalesinin taşını eksiltir, ezerek

Bitme hiç umudum n'olursun, sana tutunmam gerek


Affına sığınırım ey Rab!

İsyan değil dilimin sözü

İçimdeki yakarış, yalvarış, sorgulayış...

Beni arıyor

Samanlıktaki iğne timsali