Annemi okutmamış anneannem, evine köle yapmak için. Hem kız kısmı okur muymuş? Sonra anneannemin azabından kaçayım derken piç babama takılmış. Mutluymuş ama kayınvalidesi mutsuzluk sebebi olmuş, ee erkek adam annesinin sözünden çıkar mı canım hiiç? Mutluluğunu bozan kişi kayınvalidesi olmuş. Yani kaderin karanlık cilvesi annemin peşini bırakmamış. Albümleri karıştırırken gördüm, annem önceden ne kadar güzel bakıyormuş. Annemin gözleri yeşil can acıtıcı ışıltılar saçarmış öyle demişlerdi bir zaman. Şimdi ise annem sönük bakıyor herkese, en çok da babama. Babama benziyor gün geçtikçe. Korktuğu kişiye bürünüyor. Olmadık şeylere laf edip homurdanıyor. Annem 65 yaşında ve yazar olmama hep itiraz etmiştir. Ona göre sırtımı devlete dayamadığım için aç yaşayıp aç ölecekmişim. O gün çok garip bir şekilde kapının aralığından yine her zamanki beyaz tüllü elbisesi ile bana bakıp ’’Beni de yaz’’ dedi. ‘’Bedenini, aklını, ruhunu, hayatını korumaya çalışayım diyen kadının kaderinin orospu oluşunu yaz” dedi ve ekledi: “Her şeyi anladım ama bu topraklarda neden kadının hem bu kadar kutsal olup da hem de bu kadar topuklarından saç tellerine varana kadar bıçkın bıçkın hayretle bakılıp aşağılandığını anlayamadım. Okumak istedik okutmadılar, ip atlayıp oynamak istedik, elimizden tutup çeyiz dizdirdiler. O yüzden ne zaman okumuş, tahsilli bir kadın görsem hemen onun yerine kendimi koyup hayal ederim okusaydım nasıl olurdum diye. Amaan ağlatacaksın beni yine. Hadi sen yazmaya devam et beni de yazmayı unutma emi’’ dedi ve kapıyı kapattı. O gece annem ve annem gibi kadınların öfkesiyle uyudum. Sabahında da babam ve anneannem gibilerinin etini çiğnemiş gibi bir acılıkla uyandım. Kevgire dönmüş ruhuma annem ve annem gibi ruhu güzel kadınlar yeni bir yara, yeni bir delik daha açmışlardı…  

-devrim aden