Beni geceye gömün diyordu bir deli rüyamda, aslında ayın sessiz yüzüne bakan bir çıkmaz sokaktı. Biraz sonra uzandığı kaldırımın üzerinden çenesini toplayan yaşlı bir ayyaş, kızarmış gözleriyle bir şeyler anlattığı sıska sokak kedisinin umarsızlığı karşısında dayanamayıp evinin yolunu tuttu. Pamuk dokuyan ihtiyar, gecenin nemli rahatlığını yüzünden silip fabrikanın sokağına daldı. Sihirli cümleler söyleyen çatal dilli İspanyol paça bir herif, dolgun bir hatunu yine gökyüzünün ücra bir köşesinde sindiriyordu. Delinin şarap şişesi terlemişti; her gece yıldızlara değen elini havaya kaldırdı ve diliyle dudaklarını ıslatıp bağırdı:
Beni geceye gömün.