Her sevilmeyişimde senin kıyılarına diz çöküp somurtmaktan o kadar yoruldum ki. Bir insan ne kadar sevilmeyebilirse o kadar sevilmediğimi, herkesin, her bir insan zerresinin beni tam da o kadar sevmediğini her seferinde suratımda patlayan bir tokat gibi hissettim. Yine de hiç yüzüm kızarmadan başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Beni sev diye. İhtiyacım olan tek şeyin bu saf sevgi olduğunu, kocaman gözlerimi sana doğru açarak ve bundan utanmayarak, ağlayamadığım her sevgisizliğin zerresini gör istedim. Gözlerinin içine baktım. Yüzüm hiç kızarmadan gözlerinin içindeki boşluğa diktim gözlerimi. Beni sev diye. Yediğim tokadı da unuttum bu sevgiyi senden dilenirken. Bu kadar da arsız olunmaz düşüncesini bile bastırarak baktım gözlerine. Kendime olan saygımı yitirdim gözlerinin içine bakarken. Yine de vazgeçmedim. Dizlerimin üstüne çöküp bekledim. Beni sev diye. Belki de bir insandan en istenmeyecek şeyi istediğim için bekledim o kadar. Çaresizce bekledim. Çaresiz bir şeyin olmasını bekledim. En çok da çocuksu gözlerimde büyüttüğüm umut ayıpladı beni. En olmayacak şeyi hiç bıkmadan usanmadan istediğim için. Senin kıyılarına diz çöktüm. Diz çöküp beni sevmeni diledim. En çaresiz insanın en çaresiz anında tanrıya yalvarması gibi diz çöküp beni sevmeni diledim. Dile dökemediğim her sözcüğü içine biriktirdiğim yaşlarla dolu dolu sana bakan gözlerimden anla istedim. En çok benim hakkımmış gibi istedim beni sevmeni. Çünkü en çok benim hakkımdı sevilmek. Senin kıyılarına diz çöktüm, yine. Ağlamak istedim, hıçkıra hıçkıra. Sesimi duy istedim. Beni artık biri duysun istedim. Bir kez olsun, sadece bir kez biri bana en çok ihtiyacım olan şeyi versin istedim. Suratıma yediğim okkalı tokadın acısına da unuttum, yatakta bacaklarımı karnıma çekip ölmeyi dilediğim geceyi de. Sonsuzluk gibi uzun süren dibe düşüşlerimi de unuttum, yeniden ayağa kalkabilmek için en dibi göreyim dediğim güneşli öğleden sonraları da. Uçurumdan aşağı bakan gözlerimin kahvesini de unuttum, kendimi yeniden doğurduğum derin ve sessiz sabah vakitlerini de. Hepsini unuttum da en çok sevilmediğim kaldı aklımda. Unuttuğum her şey dönüp içime bir sevgisizlik tohumu ekti. Sevmedi kimse beni. Her gün aynaya bakarak tekrarladım. Sevmedi kimse beni.