Yükümü atamıyorum

ne yazmak

ne de anlaşılmak

yükümü hafifletmiyor

farkına varıyorum ki

benim ağırlığım

benim yüküm

benim sorunum

‘ben’im

var olmayı isterken

bundan acı duyuyorum

benim çaresiz çelişik varlığım

var olmak istemeyen üstün ‘ben’in dilediği özrü,

var olmak isteyen alçak ‘ben’ sessizce kabulleniyor

çünkü birbirine ağır basamayan iki tarafın da

elinden bir şey gelmiyor

benim çaresiz çelişik varlığım

kendimden dolayı

kendimi üzmekten kaçamayışım

ruhumun ağırlığıyla

yaşamın dibine batmaktan ibaret

boğulacağım!

ben olarak yaşadığım için

boğulacağım!

benim çaresiz çelişik varlığım