Damla damla kan,
Akar durur şelaleden ham meyve şurubu
Yerin kara toprak, sol kolunda bir iz var.
O iz işte benim varlığım.
İsyan sofralarında çektiğin zikrin ve dualarının,
Mutluluğunu yadsıyacak mı sahiden, inandığın hasat mevsiminin darlığı?
Kandırılmış gökyüzün var,
Yaşlı gözlerine bakarak kararını ve serzenişine kulak aldırmadan,
Kula kul olmadan,
Sese lak lak,
Yâr kalmadan...
Şimdi seni çiziyorum sağ göğsüne,
Kıpırdama, her şey gösteriş için.
Görünen buydu oysa, ben kim sen kim?
Sen beni içine çeken o nehir,
Bense sol kolunda taşıdığın o zehirim.