Öz geçmiş, öz boşa geçmiş
Üstad böyle demiş,
Vardır elbet bir bildiği,
O zaman devam edelim.
Lohusa bir dağdır ömrüm;
Başı da duman
Hem de pare pare,
Kimseye etmez şikayet
Ağlar haline,
Koynunda da yavrusu
Pamuk gibi bir fare.
Dümdüz ova olabilirdim
Ya da bol yeşillikli küçük bir tepe,
Yüksek dağları ben yaratmadım
Ben de kaldı puslu ihale.
Akar gider bu nehir
Bir bilsen aynı suya kaç kere girilir
Adım attığım her yere
İtinayla hayal kırıklıkları serilir
Ben kırmadım, siz kırdınız
Ya da sizin kırıklığınızdı
Üzerime ansızın yapıştı.
Evet sevgili izleyenler
İlk kırk beş dakika itibariyle
Dağ fare doğurdu.
Atan bir, yiyen bir
İkinci yarı tekrardan görüşmek üzere...