Bak ne hâle geldi hane, bu ahvale her şey bahane.

Bir pazar sabahı, bir aradaydık ve her şey şahane.

Sanki mutlu Yeşilçam filmlerinden bir sahne,

Hayatı anlatırdı babam hepimize tane tane.


İple çekerdik abimlerle pazarı, top oynamak için,

Futbolculuk hayalleri kurardık hepimiz için için.

Emek verirdik hani, ne ekersek onu biçmek için,

Yaptığı çok sert fauldü, kader denen o piçin.


Radyoda Ahmet Kaya, babamın ağzında bir tütün,

Bazen de televizyonda izlerdik Yılmaz Pütün.

Pudra gibi dağıldı ve üstüme sindi bütün hüzün,

Bak ne hâle geldik, ulan felek kör olsun gözün.


Bir nisan akşamıydı, son kez kapandı kepenk,

Mutluluk yüzü görmedim, daha gülemedim pek.

Tüm anıları önüme yığdım tek tek ve içiyorum sek,

İçeceğim, o tıraş makinelerinin vızıltılarını duyana dek!