zamanında koştuğun sokaklar enkazsa,

kalbim bir budanmış ağaçsa,

çocukluğum betonarme bir kırgınlıksa,

üşüyorum tanrım.


göçük altında kalan bütün yüzler tanıdıksa,

hissettiğim bütün duygular hissizlikle taçlanıyorsa,

korkularım başımın üstünde bir yılansa,

titriyorum tanrım.


her sallantının ayrı bir hikayesi varsa,

uykularım bölük pörçük bir limansa,

kafamın içinde milyonlarca senaryo varsa,

korkuyorum tanrım.


kırık camlar ardında parçalanmış hayatlar varsa,

yirmi dört yaşında hala küçük bir kızsam,

binbir çeşit ailede binbir çeşit çileye şahit olduysam,

güldüğüm evlerden artık ses duyulmuyorsa,

yardım et tanrım

çok sar acıları,

anılarımızı tamir et, yaraları kapat, sallama rüyalarımızı.


seyyar salıncaklarda uçursam son paramı,

adını bilmediğim bitkilerden oyun kursam,

adını seslensem üç kere aşağıdan arkadaşımın,

annem kızsa geç kalınca artık olmayan o balkondan.

çok sarıl tanrım, acıyorum.