Merhaba Betül,



Son mektubundan sonra nasılsın?... Son zamanlarda uzun uzun konuşmuyoruz, yaz gecelerinde ses kayıtlarını dinlemek güzeldi. Bugün haricinde uzun bir zamandır günlerim çok yoğun ve yorucu geçiyor, konuşmaya halim kalmıyor güneş yerini dolunaya bıraktığında. Sahi dolunay hala var mı?


Ben hiç iyi değilim Betül… Ben iyi olamıyorum. Daha doğrusu ben iyi olmak gibi bir dertte taşımıyorum. Tüm günü yatarak geçirdim diyebilirim. Televizyonu açtım ara ara.. Narin’i boğarak öldürmüşler Betül! Gün boyunca televizyonu her açtığımda ayrı bir haber bülteninde detayları anlatan adamlar ve kadınlar vardı. Adını böyle leş bir konuyla birlikte dillendirmekten dahi kaçındığım küçük kızlar geliyor gözümün önüne. Ben onların oynarken koşup düşmesine dahi dayanamıyorum, saçlarını tararken yahut örerken ellerimi dikkatli hareket ettiriyorum ki canları yanmasın. Betül, nasıl olur da bir el küçücük bir çocuğun boğazını sıkabilir? Ağzında ve burnunda kanamalar oluşmuş, sol boynuna baskı uygulanmış. O küçük kız nasıl bir acı çekmiştir diye düşünüyorum. Benim nefesim boğazlanırken kesilmedi hiç! Zatürre olduğumda öksürük krizleri sayesinde nefes almakta zorlanıyordum ve bunun çok acı verdiğini düşünüyordum. Eminim ki, o kız çocuğunun yaşadığı acının yanında bir hiçtir!


Köpekler demiştin, köpekleri katlediyorlar! Çok değil bir kaç yüz kilometre ötemizde soykırım yaşanıyor ve dünya susmuş, izliyor demiştim. Bizler de diğerleri olarak birer seyirciyiz ve izliyoruz Betül, artık şaşıramıyorum ve bundan korkuyorum demiştim. Bu bize ve çağımıza özel bir imtihan mı diye düşünüyorum sık sık… Yine bugün, elimde kumandayla siyah ekrana boş boş bakarken Sezar hakkında bir belgesele denk geldim. Belgeselin sonunda, dünya tarihinin görmemiş olduğu kadar zalim bir imparator ibaresi kullanıldı. Yanlışları var! Dünya tarihi zalimler sahnesi gibi, biri inerken diğeri çoktan sahne de yerini almış oluyor. Ben etimle kemiğimle nefret ettim diyen o şair, ne kadar haklı diye düşünüyorum. Ben en azından şaşırmaya devam etmek istiyorum, çünkü normalleşsin istemiyorum! Normal karşılamak ve öylece geçmek istemiyorum dünyada yaşanılan ve seyircisi olduğum insanlık dışı olaylara… Ben insanlık onurunun korunduğu bir dünyayının hayalini kurmaya devam etmek istiyorum Betül…


Sevgiyle kal.


adile




dinlediğim parçayı da buraya bırakıyorum.