Yine gel.
Gök yırtılırcasına düşen bu katreler,
Sana muhtaç.
Çöllleşmiş bu çorak toprak,
Seni bekler.
Yeşilin en güzel tonu, yine gel.
Bir bak, güneş doğsun bu ıssız kente.
Bir gül, nur insin günahkâr gecelere.
Bir tut, şifa olsun nasırlı ellere.
Bir sar, kefen olsun sevdan, senli ölümlere.
Bir bak, bir gül, bir tut, bir sar...
Yine gel.
Güz vakti tutuşurcasına bu bozkır,
Sana muhtaç.
Dalları kurumuş bu orman,
Seni bekler.
Kırmızının en asil hali yine gel.
Bir konuş, huzurun sesi nağmelensin.
Bir dinle, kederler, feryatlar sakinleşsin.
Bir salın, kuğular, ceylanlar imrensin.
Bir dur, durduğun yer güllerle bezensin.
Bir konuş, bir dinle, bir salın, bir dur...
Yine gel.
Karabulutlara esir olan bu sema,
Sana muhtaç.
Kirlenmiş bu göller, bu denizler,
Seni bekler.
Mavinin en berrağı yine gel.
Bir sev, kalksın yeryüzünden nefret.
Bir yan, tutuştur gönlümü öyle hükmet.
Bir kon yüreğime, en adi vedalara ibret.
Bir sor kendine, cevaplansın gizler nihayet.
Bir sev, bir yan, bir kon, bir sor...
Yine gel,
Renklerin en güzel tonu.
Yine gel,
Renklerin en asil hali.
Yine gel,
Renklerin en berrağı.
Yine gel,
Yeşilin, mavinin, kızılın ve şiirin karışımı.
Yine gel,
Yine gel beyazım.