Yüzyılımdan uzakta,
Gençlik rüyası aşkların şimdilerinde
Yeniden ve yeniden doğuyorum!
Ne şerefin ne faziletin hüküm sürmediği memleketimde;
Bir fiil düşmüş,
Yürümeye mecalsiz bedenimle kan kusuyorum her köşeye.
Bu memleket senfonisini çınlatıyor kulaklarımda,
Ben sağır olmayı diliyorum her acıya,
Adem’den gelenin her yakarışına.
Görünmez bir ruh misali dolaşıyorum aralarında.
Omuzlarım evreni taşımayı görev bilmiş kendine
Ben canımdan geçtim,
Prangalarca bağlandım dünya denilen şu illete.
Ömrümün kara mührü basılmadan,
Bir cümleyle vakit eskittiğim bu zamanda,
hicran yelkovana düşman...
Urganım boynuma yapışmış alacaklı,
Yalınayak kaybolan yılların bilinmezliğinde dolaşırken,
Irmağım bir başka akıyor,
Yaşamak kaygısı, paçama yapışmış kuduz köpek misali
bilgece ve hastalıklı.
beylik laflar, kalabalık sofralar.
annemin saçları, babamın gözleri
cadde-i kebir’de başını sevdiren tekir,
beni iyi bir insan olduğuma inandıran
canım insanlar,
hepiniz şahidim olun!
artık dağ olsa arkamda yaslanmam.