Beyrut topraklarında açan kan kırmızı güller

Kınında bekleyen bıçak

Kefeninde Sünni bir Müslim

Sordum kaç zamandır en tok sesimle

Sahi neresindeyiz hayatın?

 

Kanımda beni uyuşturan bir şey var

Adını bir türlü koyamadığım

Yakamda aynı kırmızı gül

Bir yoldur bu gittiğim

Sonunda kayıpların olduğunu bildiğim

 

Sinesinde kuş besleyen insanlar var

Beni bekleyen

Beni özleyen

Hiç yoktan öldü diyorlar

Sahi öyle mi?

 

Kalubeladan beri sorulur

Ehli insan? 

Ne anladı bu varıştan 

Ne anladı bu yakarıştan

Sahi, sevmenin nutkuna varmak bu kadar güç mü?

 

Gel ey gönlümün mor hezaren çiçeği 

Kavra beni

Kavra bu dillendiremeyişlerimi

Vuslatın kapısı bir bir kapanırken

Anla, anla ey şuarayı gün

Medet sende derman yine sen

Bu gaflet-i hakikate dönüp durmak nafile

Sahi, ne bitmez yol bu gidilen

 

Âdemin yeryüzüne inmesiyle mi başladı bu hasret

Habil'in katliyle mi başladı bu kötülük

Kaç şafak uyandım

Kaç gecenin nevrine döndüm

Geçmez denen geçti

Ölmez denen öldü

Sahi Habil'e mi yazık oldu 

Kabil'in nefsi üstüne...