Günler geçti hızlı hızlı, gözümüzü kapattık ve bakmışız yolun sonundayız. Ümidimizi yitirdik yavaştan, bazıları çok erken kaybetti ümidini, kimisi biraz daha geç, yaşamanın o monotonluğu aldı bizi, kapıldık dalgalarına, birkaç kez karşı koymaya çalıştık ama tabii sonunda bıraktık ve sürüklendik o denizin hırçın dalgalarında. Yorgunum bu aralar hemde çok, aynı tadı vermiyor hiçbir şey, eskiden yapmaktan hoşlandığım şeyler şimdi bir sıradanlık içinde başka bir sıradanlıktan başka bir şey değil benim için. Bunları düşünmemek için baya mesai yapıyorum, hafta sonları sabahları esnaflık yapıyor, akşamları zaten sabit, ya şarkı yazıyor, yada kayıt alıyorum, zaten hafta içim sabit 9-6 bir iş, akşamlarıda yorgunsam evin çatı katındaki salıncakta uzanıp, öylece gökyüzünü izliyorum, yok değilsem yine ya şarkı yazıyor yada kayıt alıyorum. Biraz tek düze bir hayat gibi oldu, bide tekrara düştüm yaptığım şeylerde, buda bir bıkkınlık hali oluşturdu. Son zamanlarda büründüğüm bu ruh hali, bu bıkkınlık duygusu başka başka şeyler planlattıracak gibi bana ama bakalım, ha belkide iki gün sonra bu ruh halim değişecek ve bu tek düze hayata devam edeceğim, eee ne diyelim bilinmezlik bizi hem korkutuyor hemde o sıkıcı hayatımıza bir yudumda olsa heyecan katıyor.