Zaman zaman hissettiğim bu bastırılmış duygunun ne olduğunu bilmiyorum.

Boğazımda bir düğüm,

Kalbimde sıkışıp kalmış bir şeyler var gibi

Gözlerimi kapattığımda depremler,

Sustuğumda içimdeki konuşma hevesi

Ne yapmalı?

Ne kadar uzağa gitmeli

Ve ne kadar yalnızlaşmalıyım?

Neye darıldım bu kadar?

Neyi kendime dert ettim,

Bilmiyorum.

Elimi daldırdığımda derinliğini bilmediğim bu boşluk yutacak sandım beni

Ne kadar çok şey sığdırdım içine,

Bilmiyorum.

Neden korktum bu kadar?

Ve ne için bu kadar yordum kendimi

Bedenimi bu kadar kızdıracak,

Ve acılar içinde olmasına rağmen görmezden gelecek kadar,

Bilmiyorum.


Alışagelmiş günlük.

Sıkıntılar basmış her yanını, çevresini

Boğazı kuru,

Aklı kara,

Elinde yanlış yol haritası.

Baksana sarmış dört bir yanını ulu bir gölge

Kimin daha gücü yetecek

İçindeki öfkeyi yere sermeye

Kininden korkarım

Ve tek nefeste söylediği o şarkıdan

Susuz kalmış küçük bir fidan

Yağmurlarına ihtiyacı var

Ve güneş

Ve toprak

Aradığın yerde seni bulması için.

Derin nefesler aldı

Sanki en haksızından müebbet yemiş

Yıllar sonra esirliğinden kurtulmuş gibi.

Ve yavaş yavaş verdi nefesini

Bunca haksızlığa rağmen

Gördüğü için günyüzünü

Günyüzü senin yüzündür

Ve seni anlatır her anlaşılmayan satırı,

İyi olmak üzere.

Sürdüm üstüne en büyük yalanı

Kapladı üstünü göremedin

Zaten sen yalanı ne çok seversin


Güz geldi yine

Sen en çok o mevsimde güzelsin.